Going Global 2013 Uluslararası Eğitim Konferansları

YÖK Başkanı Çetinsaya, Türkiye’nin yüksek öğretimvizyonunu Dubai’de anlattı: ”Globalleşmeye bağlı olarak Türkiye’de yüksek öğretim, uluslararası standartlarda olma yolunda ilerliyor”

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, globalleşmeye bağlı olarak Türkiye’de yüksek öğretimin uluslararası standartlarda olma yolunda ilerlediğini söyledi.

Çetinsaya, 80 ülkeden bin 200 temsilcinin katılımıyla Dubai’de düzenlenen ”Going Global 2013 Uluslararası Eğitim Konferansları” dizisinde, ”Türkiye: Bilim ve İnovasyon İşbirliğinde Yeni Fırsat Alanı” başlıklı Türkiye özel oturumunda yaptığı konuşmada, yüksek öğretime yönelik vizyon ve hedeflerini anlattı.

Globalleşmenin toplumları konumsal olmayan bilgi akışı ve birbirine bağlılıkla ”toplum ağı”na dönüştürdüğünü ifade eden Çetinsaya, globalleşmenin iletişim ve bilgisayar teknolojisi ile geliştiğini belirtti.

Globalleşmenin kültürel farlıklık ve bilgi akışı gibi iyi yönleri olduğu gibi negatif yanlarının da olduğunu belirten YÖK Başkanı, kirlilik, salgın hastalıklar, suç ve uluslararası terör gibi yanlarının da olduğuna değindi.

Çetinsaya, ulus devletlerin globalleşmeyi bir tehdit olarak algılayıp, globalleşmenin, ”etkisi altına girilen fakat katkı sağlanılmayan ve faydalanılamayan” olarak algılandığını dile getirdi.

Globalleşmeye paralel olarak yüksek öğretimin de dönüşüme girdiğini ifade eden Çetinsaya, günümüz dünyasında yüksek öğretimin globalleşmesinin önemli olduğuna vurgu yaptı.

Çetinsaya, yüksek öğretimin 1950’lerdeki gibi elitlere has bir eğitim olmaktan çıkarak, toplumdaki tüm seviyelerin dahil olduğu bir sisteme dönüştüğünü ve tüm yüksek öğretim kurumlarının globalleşmeye çalıştığını söyledi.

Yüksek öğretimde Türkiye’nin tecrübesini aktaran Çetinsaya, şöyle konuştu:”Dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri olmayı hedefleyen Türkiye için yüksek öğretim elzem yer tutmaktadır. Yüksek öğretim yasasının uygulanmaya başladığı 1933’de 1 yüksek öğretim kurumu varken bu sayı 1946’de 3’e, 1960’da 7’ye, 1981’de 19’a yükselmiştir. Şu an ise Türkiye’de 10 devlet üniversitesi 63 de vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Ben Türk üniversitelerinin yüzde 70’inin uluslararası standartlarda olduğuna inanıyorum. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) 2005 ila 2025 arası için yaptığı tahminlere göre, Türkiye OECD ülkeleri arasında yüksek öğretimde en çok gelişen ülkesi olacaktır. Bu büyüme hızı ve kapsamı dikkate alındığında, Türkiye’de yüksek öğretiminin vizyon, misyon, strateji ve hedeflerinde belirli değişikliklere ihtiyaç vardır.”

Yüksek öğretim reformunu belli bir sistem ile geliştireceklerini belirten Çetinsaya, ”Önümüzdeki yıllar, yüksek öğrenimin globalleştiği, kitle katılımının ve rekabetin arttığı ve dolayısıyla yüksek öğretim kurumlarının özerk olduğu, rekabetin ve esnekliğin sağlandığı yıllar olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Türk yüksek öğretim sisteminin saygınlığının bölgeden yararlanabilmesi ve dünyaya entegre olabilmesine bağlı olduğunu söyleyen Çetinsaya, bu şekilde nitelikli öğrenci ve araştırmacıları daha çok kendine çekeceğini ve gerekli alanlarda buluşlar yaparak uluslararası seviyede yarışacağını kaydetti.

5 adımda yeniden yapılanma süreci
Küresel gelişmeler ışığında, sadece gelişmiş ülkelerde değil gelişmekte olan ülkelerde de yüksek öğretim sistemlerinde değişikliğe gidildiğini hatırlatan Çetinsaya, şunları söyledi:

”Türkiye’deki Yükseköğretim Kurulu 30 yıl önce kurulan yapısıyla ihtiyaç ve taleplere cevap vermekte zorluk yaşıyor. Yüksek öğretim sisteminde toplumsal mutabakatın da olduğu bir değişim ihtiyacı duyuluyor.”

YÖK’ün yeniden yapılanma sürecine girdiğini kaydeden Çetinsaya, bu yapılanma sürecini, ”çeşitlilik”, ”kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik”, ”performans değerlendirme ve rekabet gücü”, ”mali bağımsızlık ve çoklu kaynaklar” ve ”kalite güvencesi” olarak, 5 maddede özetledi.

Çetinsaya, bu değişim sürecinde merkezden yönetilen organizasyon modelleri yerine farklı özelliklere sahip üniversitelerin kendine özel organizasyon modelleriyle yönetilebileceğini ifade etti.

Üzerinde çalışılan modelde bölgesel ihtiyaçlar üzerinde odaklanıldığını belirten Çetinsaya, yüksek öğretim kurumlarının araştırma faaliyetlerine öncelik verileceğini vurguladı.


Konular